DEM Parti’nin görüşme trafiği devam ediyor. Partiden geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada, bugün Selahattin Demirtaş’ın Edirne Cezaevi’nde ve yarın da Figen Yüksekdağ’ın Kandıra Cezaevi’nde ziyaret edileceği kaydedildi.
Sırrı Süreyya Önder, Ahmet Türk ve Pervin Buldan’ın yer aldığı DEM Parti heyeti, önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı Edirne Cezaevi’nde ziyaret etti.
REKLAM“SÜRECE KATKILARININ TAM OLDUĞUNU İLETTİLER”
DEM Parti milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ile Ahmet Türk, Edirne’de tutuklu bulunan Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Selçuk Mızraklı ile cezaevinde yaklaşık 3 saat süren bir görüşme yaptı.
Heyet ziyaretin ardından cezaevi önünde gazetecilere açıklamalarda bulundu. Sırrı Süreyya Önder, Demirtaş ve Selçuk Mızraklı ile konuştuklarını belirterek, “Öncelikle sağlıkları ve morallerini çok iyi gördük. Bu bizim için en önemlisiydi. Gelişmekte olan sürece katkılarının ve desteklerinin tam olduğunu size iletmemizi istediler. Selahattin Bey’in Twitter hesabından da geniş bir açıklama yapılacak. Esas şeyleri oradan alırsınız. Bizim söyleyeceğimiz bir tek bir şey var; özellikle televizyonlarda bu konuda spekülasyon yapılıyor. Sürecin şeffaf yürümediğine dair eleştiriler var, ‘Daha ne geziyorlar?’ şeklinde serzenişler var. Arkadaşlar bunlara gerek yok, bunlar gelmekte olan barışa hizmet eden şeyler değil. 40 yıldır süren bir şey, boyacı küpü değil; bu daldırıp çıkarasın. Bir uğrunda nitelikli bir emek, çaba ve mümkün olan en geniş katılımı sağlamakla uğraşıyoruz, Ahmet Abimizle beraber heyetimiz. Onun için arkadaşların süreci ifsat edecek ya da süreçten şüphelenecek herhangi bir tutum içine girmelerini gerektirecek bir şeye gerek yok. Şu an çözersek iki tarafla çözeceğiz. Eğer bu fırsatı da kaçırırsak, 72 taraf bu işe müdahil olacak. Var gücümüzle, heyetimiz, partimiz, dostlarımız ve kamuoyunda aydın, sanatçı bu sürece destek veren bütün kardeşlerimiz, her siyasal görüşten, ilk defa böyle geniş bir paydada buluştuk. Özellikle televizyonlardaki arkadaşlardan da bu duyarlılığı bekliyoruz” dedi.
“İMRALI’DAKİ İKİNCİ GÖRÜŞMENİN TARİHİ HENÜZ BELLİ DEĞİL”
Yarın Figen Yüksekdağ’ı ziyaret ettikten sonra Ankara’da geniş bir açıklama yapacaklarını söyleyen Önder, “Tekrar bu kadar beklediğiniz için heyet olarak teşekkürlerimizi sunuyoruz. Barışın kaybedeni olmaz. Bunu hiç aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Bu kazananı olan bir süreç değildir, herkes kazanır. Kaybedeni de hiç yoktur. Onun için barış, bu anlamda kıymetli bir şeydir. Kamuoyunda sıklıkla çözümle, barış kavramları birbirine karıştırılıyor. Bu doğru değil. Barış bir sarılmayla bile oluşturulacak bir şeydir. Çözüm, demokratik bir mücadele ve uzun soluklu bir iştir. Sorun alanlarıyla ilgili olarak bunun uzunluğu, derinliği değişir. Şu an için kurmaya çalıştığımız barıştır ve bunun için herkesten desteklerini bekliyoruz. Kamuoyundan gizlediğimiz ya da gizleyeceğimiz hiçbir şeyin olmayacağını bütün açık kalpliliğimizle bizleri tanıyorsunuz, yüreğimiz elimizle geziyoruz barış için. Herkesin de desteğini, katkısını, önerisini, eleştirilerini kıymetli buluyoruz. İmralı’daki ikinci görüşmenin tarihi henüz belli değil ama çok fazla uzayacağını düşünmüyoruz” diye konuştu.
TÜRK: ÇABAMIZ BARIŞ İÇİNDİR
Ahmet Türk de amaçlarının binlerce yıl beraber yaşamış iki halkın yeniden kucaklaşması olduğunu belirterek, “O kadim dostluğun tekrar gereği gibi yerine getirilmesidir. Bizim çabamız barış içindir, arkadaşımız da bunu ifade etti. İnanıyorum ve umut ediyorum ki; Türkiye’de Kürt’ün Türk’e ihtiyacı var, Türk’ün Kürt’e ihtiyacı var. Aslında burada bir barışı sağlayacağız. Türkiye’nin daha güçlü, Türkiye’nin Orta Doğu’ya demokrasiyi ihraç edebilecek bir noktaya gelmesini istiyoruz. Bizim amacımız; halklarımızın kardeşliğidir, haklarımızın dostluğudur, halklarımızın demokratik, özgür bir gelecekte birlikte olmasıdır. Bunu ifade etmek istiyorum” dedi.
“DEĞERLENDİRMELER OLDUKÇA AÇIK VE NET”
Pervin Buldan da “Bu ziyaretten çok büyük bir moralle ayrılıyoruz. Çünkü hem Sayın Demirtaş’ın hem Sayın Mızraklı’nın bu sürece dair yapmış olduğu değerlendirmeler oldukça açık ve net. Her koşulda, her şartta bu sürecin arkasında olacaklarını ifade ettiler, bu bizim için çok kıymetli. Yürüttüğümüz süreç açısından çok kıymetli. O yüzden biz de heyetimiz adına hem Sayın Demirtaş’a hem Sayın Mızraklı’ya teşekkür ediyoruz ve hepimizin desteğiyle bu sürecin bir barış sürecine evirileceğinden hiçbir kuşkumuzun olmayacağını özellikle belirtmek istiyoruz. Hepimizin yolu açık olsun, hepimize kolaylıklar diliyorum” diye konuştu.
DEMİRTAŞ’TAN AÇIKLAMA: HER ADIMIN YANINDA OLACAĞIM
Ziyaretin ardından sosyal medya hesabından açıklama yapan Selahattin Demirtaş da şu ifadeleri kullandı:
“DEM Parti İmralı Heyeti’mizin ziyareti vesilesiyle herkese yürek dolusu selam, sevgilerimi iletiyorum. Büyük bir fedakarlık ve ciddiyetle çalışmalarını sürdüren heyetimize de teşekkürlerimi sunarken ayrıca kendilerine, partimiz DEM Parti’ye, özellikle İmralı tecrit adasında demokratik çözüm ve barış için büyük çaba sarf eden Sayın Abdullah Öcalan’a güven ve desteğimin tam olduğunu belirtmek istiyorum. Bu dönemin en hassas konusu kamuoyu desteğidir. Bu nedenle şeffaflık son derece önemli ve gereklidir. Heyetimizin, şeffaflığın gereği olarak Meclis’teki siyasi partileri bilgilendirmesi, önümüzdeki günlerde de sivil toplum örgütlerini, siyasi ve toplumsal çevreleri bilgilendirecek olması değerlidir. Ayrıca barış dilinin tüm çevrelere hakim olması da önemlidir. Bu konularda konuşan herkes tehdit, şantaj, aşağılama dilinden ve provokatif söylemlerden uzak durmalı, yenme ve yenilme üzerinden boş ve anlamsız bir retorik oluşturmak yerine herkesin, hepimizin kazanacağı ortak bir gelecek üzerinde durmalıdır.
REKLAM
Her ne kadar sürece bir isim konulmasından ısrarla kaçınılıyor olunsa da bizim açımızdan bu süreç, ‘Demokratikleşme, Barış ve Kardeşlik’ sürecidir. Bizler demokratik, barışçıl zeminde siyaset yapan aktörler olarak çatışmaların, şiddetin kalıcı şekilde son bulmasını arzuluyor, istiyor, destekliyoruz. Sayın Öcalan, koşulları oluştuğunda bu konuda bir inisiyatif alacaksa yanında olacağımızı belirtiyoruz. Olası bir çağrının tüm inisiyatifi elbette kendisindedir. Kendisinin de belirttiği gibi, böylesi bir çağrının hukuki, siyasi zeminini oluşturma sorumluluğu da iktidar ve parlamentodadır. Bizler, barış girişimlerine bu aşamada her türlü desteği sunarız. Ancak çağrıyı yapacak olan da olası bir çağrının muhatabı da biz değiliz. Siyasetçiler olarak bizim rolümüz ve misyonumuz, barış zeminini güçlendirmek, tarafları barış için cesaretlendirmek, teşvik etmek ve barışı kolaylaştırmaktır. Fakat bundan da öte temel sorumluluğumuz; demokrasi, özgürlükler, eşitlik, adalet ve temel insan hakları için barışçıl, sivil, siyasi mücadeleyi büyütmektir. Bu mücadelenin kanal ve imkanlarının şimdiden açılması gerekir ki barış zemini de güçlensin. Bu hususu da ilgililerin dikkatine sunmak isteriz.
Herkes sunu bilmeli ki, ortada bazı iyi niyetler ve bu iyi niyetlerle yürütülen hazırlıklar var. Ancak sürecin ete kemiğe bürünebilmesi için, güven verici somut adımların hızlıca atılması gerekiyor. Yıllardır bu topraklarda tarifi imkansız acılara neden olan ve ülkenin bütün enerjisini tüketen çatışmaların ortadan kaldırılması, siyasal bir barışın sağlanması için her türlü desteği vermeye hazırız. Ancak siyasal barış, beraberinde toplumsal barış yani demokratikleşme, eşitlik, adalet ve özgürlükler mücadelesinin tüm kanallarını açacak şekilde yapılırsa kalıcı olur, herkesin ve ülkenin yararına olur. Bu şekilde, siyasal barışın toplumsal desteği de artar, halkın ekseriyetinin sahiplenmesiyle tüm provokasyonlar ve baltalama girişimleri de boşa çıkar.
Yine bu kritik ve tarihi dönemde, Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Sayın Devlet Bahçeli, Sayın Özgür Özel ve diğer tüm parti liderlerine, barış için aldıkları ve alacakları inisiyatifler nedeniyle teşekkürlerimi sunuyor, desteğimi iletiyorum. Her türlü kişisel, partisel çıkarın ötesinde, demokrasinin güçlenmesine dair atılacak her adımın tereddütsüz yanında olacağımı belirtiyorum.
Son olarak şunu da özellikle belirtmek istiyorum; Kürtlerin çoğunun yönü de yüzü de Türkiye’ye dönüktür. Barış ve güçlü bir demokrasi inşa edilebilirse bu süreçten hep birlikte kazanarak çıkacağımıza inanıyorum. Bunun için, Türkiye Cumhuriyeti devletinin de yönünü, yüzünü tüm Kürtlere çevirerek büyük ve onurlu barışın inşasını sağlayacağını umuyor, diliyorum.
Heyetimize tekrar teşekkür ederken başarı dileklerimle birlikte, bir kez daha hepinize sıcak selam, sevgilerimi iletiyorum.”
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
12 Ocak 2025SPOR
12 Ocak 2025GÜNDEM
12 Ocak 2025SPOR
12 Ocak 2025SPOR
12 Ocak 2025GÜNDEM
12 Ocak 2025GÜNDEM
12 Ocak 2025